10 Mart 2014 Pazartesi

cüce ile bebek böll

CÜCE İLE BEBEK

Sahafta gezerken sohbetimiz sonucu satıcının bana armağan (İlk yılların ekmeği)etmesiyle tanıştım Henrich Böll ile… Hesse, Mann’ın ardından çok sevdiğim yazarlar arasındadır. Hatta durumu daha genelleyip savaş sonrası Alman Edebiyatına karşı büyük ilgi duymaya ve araştırmaya başladım. Rus edebiyatı ile paralel okumam nedeniyle içimde bir buhrana sürüklemedi desem yalan olur. Açlık, sefalet, soğuk hava, işsizlik… Tam olarak ruhumu karartmıyor ama gerçekten kendimi orada hissedebiliyorum. Bu da benim bir özelliğimi değil, yazarın başarısını gösteriyor.

Bu kitap küçük öykülerden oluşuyor. Her birinde, küçük nükteler ve ince imalar mevcut. Bu durum da okumaya farklı bir tat katıyor. Kitaba başlamadan önce hikâyelerden oluştuğunu bilmiyordum, zira pek hoşlanmam. Ama düşününce fark ettim ki, aslında bir roman yazmak, onun üzerine yoğunlaşıp kurgusunu kurmak daha kolay gibi (tabi ki bana göre değil, bir yazara göre öyle olsa gerek diye düşünüyorum) ama küçük küçük romanlar türetip, her birine ayrı gidişat ve son bulmak bir de mesaj vermek, hiciv de bulunmak istiyorsa bunların hepsini tasarlamak çok yönlü bir zeka gerektirir diye düşünüyorum.

Dili ise, her zamanki gibi müthiş akıcı ve yalın (tabi ki Kamuran Şipal’in çevirisi ile okumanın ayrıcalığı ile). Kitabın başlaması ve bitmesi bir oluyor. 
                                                                                                                         Cem Yayınevi, 1983 Baskısı
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder